2006 yılında Koç Grubu’nun Milli Eğitim Bakanlığıyla hayata geçirdiği “meslek lisesi memleket meselesi” projesi kan kaybetse de kendi motivasyonuyla hayata tutunmaya çalışıyor. Bizde teknoloji biraz yanlış anlaşılıyor, mesleki teknik eğitim olmadan sanayi ağır aksak.
Zamanında okumayan çocuklara “sanayide bir ustanın yanına veririz meslek sahibi olur” derlerdi. Ekmek ustalarından biliyorum; elinde altın bileziği olan zanaatkârlar bir saat bile işsiz kalmıyor, üniversite mezunları sınav sırasında.
Okumakla meslek sahibi olmak arasındaki uçurum giderek açılıyor. Akıllı öğretmen gerekirken akıllı tahtalarla geleceğimizi inşa edemiyoruz. Pandemide Meksika’dan sonra okulları en çok kapalı kalan ikinci ülkeyiz. İkinci dünya savaşında okulların kapanması sırasında Türkiye’nin ödediği zarar 40 milyar dolardı. Dünya ülkeleri telafi eğitimine ortalama 50 dolar harcarken biz de telafi isteğe bağlı, istemeyen vasata talim.
“Hayatta doymayanların tabakta doymayacağını” biliyoruz. Lakin hayatın içi boşaltıldı. Şanslılara birinci sınıf muamele, şanssızlar kaderin çelmesine takılıyor.
Zamanında 5 bin personelle birlikte yürüttüğümüz işin başındayken her sabah aynı problemle uyanırdık. Gelmeyen, geç kalan, işi bırakan, işi savsaklayan, işi bilmeyen personel dertleri günün yarısını kapsarken; yönetim kurulu başkanı açık ofisin havadar salonunda “size çarpan çöp işleri yapmayın, işimi geliştirin” der dururdu.
Sanayici, girişimci, bilim insanı son günlerde çöp iş yapmanın telaşesinde. Çöp iş; içinde inovasyon olmayan boş, angarya iş anlamına geliyor. Hiç kuşkusuz çöp işi olmayan sektör yok gibi. Herkes bilim üretmiyor, her sürecin angaryası, daha az değerli işi gücü var. Birileri onu yapmalı. Fakat da biz de müdür olmayana kız vermiyorlar, haliyle anneler “ben çocuğumu bunun için okutmadım” diyerek çıtayı yükseltiyor.
Gelin görün ki üniversite mezunları uzaya füze yollamadan hemen önce genel müdür koltuğuna oturup dolgun maaşlara talep ediyor. Kim arabanın altına, kim motorun başına geçecek?
Meselenin tarımla ne ilgisi var derseniz salça, sebze kurusu, tarhana, reçel üretmekten, evde bazlamaya destek vermekten, inovasyonda toptan sınıfta kaldık. Bizim Trendyolumuz var diyen reklamları izlerken sanırım Trendyol’un da artık bizim olmadığını biliyorsunuzdur. Alibaba bizim diyorsanız o başka.
Fırıncılık mesleği son yılların en trend işlerinden. 15 gün kursa giden ustalık brövesini hemencecik alıyor. Onun yaptıkları 30 TL, mahalle fırıncısının ekmeğine göz dikmeyen yok, fiyatı dersen yalvar yakar 2 TL.
Elon Musk uzay üssünde çalışacak ekmek ustası arıyormuş. 3D ile ekmek yapacak teknologlar. Ekmek üretim teknolojilerine hâkim, gıda mühendisi, zanaatkâr gençler aranıyor. Teknolog geleceğin mesleklerinden; faaliyet gösterilen alanın ihtiyaç duyduğu teknik desteği sağlayabilen, teknoloji tasarlayabilen aynı zamanda ürün bilgisi olan kişi. Endüstri 4.0 fabrikada ekmekle ilgili makinaları koordine eden kullanan ve ekmek üretebilen kişi.
Ez cümle bilime, eğitime, teknolojiye, mesleğe, emeğe değer vermediğimiz müddetçe uzaya füze değil ancak yedek parça yollarız.